Bir Güneş Işığının Yol Hikayesi

İnsanın varoluşu ana rahmine düşüşü ve beden kıyafetini giymesiyle başlar. Her olay anında her bir canlının doğumunda gökyüzünün fotoğrafının çekildiğini ve an’da değişen bir gökyüzü içinde, o an parmak izin gibi sana özgüdür. Her insan benzersiz ve eşsizdir.


On sekiz bin alem içerisinde yaratılmış olan en yüce varlığın insan olduğunu düsününce, onun dünya ile buluşup bedenlendiği an’da çekilmiş gökyüzünün fotoğrafına biz Doğum Haritası adı veriyoruz. Altın Küre en iyi animsyon filmi ödüllünü kazanan Soul film’ini izleyenler hatırlayacaktır ki, her ruh’un dünyaya gönderilirken bir yaşam ışığı/kaynağı veya amacı vardı. Kuranı Kerimde Kıyamet Suresi 36. Ayette geçen İnsanoğlu kendisini başıboş bırakılacağını mı sanır? Ayetiyle de birleştirince, evet alem bir amaç doğrultusunda yaratıldı.


Ama peki ben ne yapacağım? Nasıl yapacağım, bu nasıl olacak, bu nasıl gerçekleşecek derken ve kendimi bitmek bilmeyen sorumluluklur altında ezilmiş ve bütün düyanın yükünü taşıyorken buldum.


Şamanist bir dostum Dünya oyun yeri demişti. Dünya bir oyun yeri ise ben bu oyunda hep alttan alan, hep verici olan, kendi yaratılıştaki dişillikle bile mücadele eden, ara ara içsel öfke patlamaları yaşayan, hatta annelik vasfını taşıyorsam en iyi şekilde onları büyütmeliyim fikirleri de zihnime iyice kurulmuştu.


Ve görüyordum ki ben gitmiş yerini herkese herşeye bırakmıştı. O zaman yaratıcı beni dünyaya sırf başkası için göndermişti. Zihnimden düşen bu düşüncelere kalbim mutmain olmadı. Bu düşünce kalbim tarafından onaylanmıyorsa o zaman bu işte bir yanlışlık vardı.


Allah’ım göster lütfen diye içsel yakarışlara başlamıştım ki, kızlarımın oyun oynama sesleri geldi içeriden. Birbirlerinin oyundaki rollerine müdahale etmişler ve büyük olan küçük olana sen “sen annesin ben çocuğum, ikimizin işi görevi çok farklı, bana karışma ben oynumu kurmak istiyorum, sende ihtiyaçlarımı karşıla yalnıza çünkü bu benim oyun alanım, senin ki diğer taraf(evin diğer köşesini kastederek)” ve küçük olan kızım kendi alanına geçerek ‘ihtiyaç duyduğunda buradayım kızım “ diye oynu devam ettirdi. Daha nice yüzüme florasan gibi gibi gelen sözler… O günün akşamında bir ayet düştü yine önüme…

Dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir…. (ankebut 64)

Evet dünya hayatı bir kurgu bir ilizyon ve eğlenceydi. Görevimiz sırtımızda dünyayı taşımak değildi. Dünya zaten dönüyor ve ilahi nizam içinde bir işleyişi vardı.
O zaman bu ilahi nizamın bilgisi her türlü noksanlıktan münezzehti.
Ben bu işleyişin içinde yalnızca bir zerreydim.
Ama vardım.
Varolmuştum.
O zaman bu zerrecik içine yüklenmiş ilahi nizamın bir parçasıydı.
O parçada mükemmel yaratılmıştı.
Asıl yolculuk, ilahi nizamın ışığını görmekle başlıyormuş, hatta ben bunu hepimiz Bir Güneş Işığının parçasıyız diye anlatmayı çok severim.
Eğer ben bir ışıksam, kendimde gördüğüm ışığı , herkesin kendinde görebilmesi adına bu oyunda bir rol almaya hazırım.
Rolüm de en çok, anne olmayı ve çocuk olmayı sevdim.
Bu rolleri oynarken bazen Astrolog olup Doğum Haritasını okuyacağım, bazen Çocuk Gelişim Uzmanı olup Aile Danışmanlığı yapacağım bazen ise Theta Healing-Reiki-Jaas, Biyoenerji gibi Madde ve Manayı bir araya getirip Spritüel şifa çalışmalarıyla hayatlarınıza dokunacağım. Sizdeki ve çocuğunuzdaki ışığı fark etmeniz adına ne gerekiyorsa , gerçekten ihtiyaç duyduğunuz da yanınızda olacağım.

Leave A Reply

Navigate